8 mai 1945 : soulagement du peuple français, et début du martyr colonialiste du peuple algérien.

Le 8 mai 1945 signait la fin de la Seconde Guerre mondiale, commençait le même jour l’un des plus grands massacres de l’Histoire : les massacres coloniaux français en Algérie.

Entre 800 000 et 1 000 000 d’Algériens seront massacrés, regroupés dans des camps de concentration, soumis au régime de la responsabilité collective, bombardés au napalm, brûlés dans des fours, soumis aux tortures, femmes, enfants seront torturés, tués dans un esprit qui conçoit les Algériens comme une « race inférieure », comme le disait déjà, en juillet 1885, Jules Ferry dans son fameux discours à l’Assemblé nationale : « Messieurs, il faut parler plus haut et plus vrai ! il faut dire ouvertement qu’en effet les races supérieures ont un droit vis-à-vis des races inférieures…».

Aujourd’hui, la destruction de pays et de peuples (Irak, Syrie, Libye, etc.) se poursuit par les grandes puissances, pour des questions géopolitiques et d’intérêts économiques avec le même mépris pour les populations.

Dans ce cadre, les Occidentaux travaillent activement ensemble, groupes privés comme institutions étatiques, et au-delà des oppositions idéologiques, d’ailleurs davantage feintes que réelles, à retourner des politiciens et une partie des populations civiles (comme les internationalistes, et/ou les occidentalistes), en connaissance de cause ou pas des intéressés, à leurs causes et intérêts.

Dans ce contexte, la protection des cadres nationaux et républicains pour les peuples des pays en développement doit être une priorité pour ceux-ci, qui sont de nouveau les cibles des puissances occidentales.

———————————————————

Makalenin Türkçe çevirisi :

8 Mayıs 1945, sömürgeciligin parçaladığı Cezayirliler.

8 Mayıs 1945, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunu temsil ediyor, aynı gün, tarihin en büyük katliamlarından biri, Cezayir’deki Fransız sömürge katliamları, başlangıcıydı.

800.000 ila 1.000.000 arasında Cezayir katledilecek, toplama kamplarına hapsedilecek, toplu sorumluluk rejimine tabi tutulacak, napalm ile bombalanacak, fırınlarda yakılacak, işkenceye maruz kalacak, kadınlar, çocuklar işkence görecek, ve katledilecektir, Cezayirleri “alt ırk” olarak gören zihniyet, Jules Ferry’in, Temmuz 1885’te, Ulusal Meclis’e yaptığı ünlü konuşmasında zaten mevcuttu: “yüksek sesle ve daha doğru konuşmalıyız! açık bir şekilde söylenmelidir ki aslında yüksek ırklar, düşük ırklara karşı hakları vardır … “.

Bugün, jeopolitik sorular ve ekonomik çıkarlar çerçevesinde, ülke ve halkların (Irak, Suriye, Libya, vb.) yıkımları, büyük güçler tarafından devam etmektedir.

Böylece, Batılılar, özel gruplar veya devlet kurumları olarak, ideolojik karşıtlıklarının ötesinde, kendi dava ve çıkarları doğrultusunda, gelişmekte olan bazı ülkelerin siyasilerini ve sivil nüfusun bir kısmını (enternasyonalistler ve/veya Batıcılar gibi), ilgili tarafların bilgileri dahilinde veya dışında, dönüştürmeye aktif olarak çalışıyor.

Bu bağlamda, bir kez daha Batılı güçlerin hedefleri olan gelişmekte olan ülke halklarının öncelikleri, ulusal, cumhuriyetçi çerçevelerin korunması olmalıdır.

K.O & Tİ

İnfo flash haber     Paris 08-05-2020